İnsanlar denizin üzerinde, bir gemide, aynen ayakları karadaymış gibi kaygısızca konuşurlar ve gülerler ama en küçük bir durum olsun, alışılmadık bir şey olduğuna dair en ufak bir belirti ortaya çıksın hemen bütün yüzlerde hep var olan bir tehlikenin her zaman bilincinde olduklarını gösteren bir kaygı ifadesi belirir.

Aşkta her yeniliğin altını yoklamalı değil mi?...Aşkta her yenilik tehlikelidir. Fakat da emin olmak için her şeyden şüphe etmenin huzursuzluğu ve kabusu içinde bir emniyet saklıdır. Bir şeyi bulmak için her şeyi aramak lazım değil mi?

Kendinle bariz bir tehlike arasındaki mesafeyi artırabilir veya azaltabilirsin fakat buradaki trajikomik şey şudur ki bu mesafeyi artırdığında başka bir tehlikeye yaklaşırsın çünkü her yer gizli veya açık tehlikelerle doludur!

Hayatı tehlikeden soyutlamak imkânsız bir misyondur! Tehlikelere karşı önlem almak, işte gerekli ve makul olan misyon odur!

Eğer ileride büyük bir tehlike görürsen, hemen kaçmaya başlama; çünkü sonunda daha önce hiç olmadığı kadar güçlü olacağın bir meydan okuma olabilir bu! Her tehlikeden kaçınma!

Tehlike her yerde gizlidir! Ona karşı her zaman fiziksel olarak hazır olamazsın, fakat zihinsel olarak her zaman hazır olabilirsin!

Evinin çatısı senin gerçek çatın değildir; evinin duvarları senin gerçek duvarların değildir; yumrukların gerçek yumrukların değildir! Senin gerçek çatın, gerçek duvarın, gerçek yumruğun, gerçek zırhın senin doğru düşünüşlerindir! Seni bütün tehlikelerden koruyan senin doğru düşüncelerindir!

Mükemmel savunma yoktur. Koruma diye bir şey yoktur. Hayatta olmak, tehlikelere açık olmaktır; hayatın doğasında var tehlike, yaşamak böyle bir şey.

Fevkalade yüksek iki tehlike arasında bilge adam en azından savaşabileceği seçeneği seçer!

Yol, yol tehlikeli olduğunda değil fakat yolunun üzerindeki her tehlikeyi yenme yeteneklerine inancını kaybettiğinde tehlikeli olur!